Kemal Okuyan: “Kadıköy’ün kazanılması umudu artıracak”
İSTANBUL (İGFA) – TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan Tele 1’de Söz Bizde programının konuğu oldu. Seçimlerin ve Türkiye’nin güncel sorunlarının tartışıldığı programda Okuyan’ın değerlendirmelerinden öne çıkan başlıklar şunlar oldu:
HALK SİYASET YAPARSA BU DÜZEYSİZLİĞE İZİN VERMEZ
İktidar ve muhalefetin seçim sürecini nasıl yönettiği sorusuna hiç sağlıklı olmayan bir seçim ortamı olduğunu söyleyerek yanıt veren Okuyan, Türkiye’nin iç politika, ekonomi, dış politika, eğitim, sağlık, laiklik gibi temel meselelerinin hiç tartışılmadığının altını çizdi.
Okuyan, siyasetçiler arasındaki itiş kakışa dayanan tarzın yurttaşların siyasete ilgisini azaltma tehlikesi barındırdığına dikkat çekti. Siyasete halkın aktif olarak katılması gerekliliğine vurgu yapan Genel Sekreter, “Halk izlerse böyle siyaset yapılır. Halk siyaset yaparsa bu düzeysizliğe izin vermez” dedi.
Siyasetin kişiselleşmesi ve partilerin önemsizleşmesi Okuyan’ın dikkat çektiği bir başka eğilim oldu. Siyasi partilerin konuşmaya başladıklarında problem yaratacak kadar iç bütünlüklerini yitirmiş olduklarını söyleyen Okuyan, laf sokma üzerine kurulu siyaset kültürünün bunun bir sonucu olduğuna işaret etti.
‘KADIKÖY’ÜN KAZANILMASI ÜLKEYE VE HALKA DÖNÜK UMUDU ARTIRACAK’
Maçoğlu’nun Kadıköy adaylığı ile ilgili sorulara TKP’nin Kadıköy’de kazanma iddiası ile çalıştığını söyleyerek yanıt veren Okuyan, bunun ne anlama geleceğini şu sözlerle ifade etti:
“1 Nisan günü bu ülkede insanların heyecanlanması ve yeniden ülke ile bağ kurması için ne gerekecek? Maçoğlu’nun Kadıköy’ü kazanması böyle bir faktör olur. Bazı yurttaşlarımızda bu ülkeye ve halka dönük bir umutsuzluk var. Bunu değiştirmek istiyoruz. Kadıköy böyle bir iddiadır. Maçoğlu’na sevgi duyan, güvenen tüm yurttaşlarımızı bu olasılığı güçlendirmeye davet ediyorum.”
‘ÜÇ TEMEL MESELEDE DERDİ OLAN CHP’YE OY VERMESİN’
Kadıköy’de oyları bölenin CHP mi yoksa TKP mi olduğu sorusuna dair değerlendirmelerde bulunan Genel Sekreter, seçimlerin zaten oyları bölmek için olduğunu, oylar bölünmediği takdirde bir anlamı olmayacağını ifade etti ve şunları ekledi:
“Eğer bir insan bu düzenin değişmesini istiyorsa, NATO ve emperyalizme karşıysa, laikliği savunuyorsa, sermaye diktatörlüğünden, piyasa ekonomisinden, holdinglerin egemenliğinden yakınıyorsa CHP’ye oy vermesin. Bu konularda bir derdi yoksa da TKP’ye oy vermesin.”
TKP KAYNAĞI NEREDEN BULACAK?
TKP’nin ekonomideki sorunlara dair çözüm önerisi de programda gündem edilen başlıklardan biri oldu.
Türkiye’nin temel meselesini ağır bir sömürü ve ülkenin kaynaklarının devamlı küçük bir azınlığa servis edilmesi olarak tanımlayan Okuyan, TKP’nin sorunu bir günde çözemeyecek olsa da derhal halkın üzerindeki yükü hafifletecek önlemler alacağına vurgu yaptı.
Kaynağı nereden bulacaksınız sorusuna Okuyan’ın yanıtı şöyle oldu:
“Türkiye toplumunun ağır sorun başlıkları olan enerji faturaları, gıda, eğitim, sağlık, konut alanlarında muazzam paralar kazanan bir kesim var. Biz ilan ediyoruz. El koyacağız. Özel şirketlerin kar alanı olmaktan çıkaracağız. Kaynak buradan bulunacak. Planlı bir ekonomi için temel sektörlerin devletleştirilmesi lazım. Türkiye’de bir sanayi altyapısı var, eğitilmiş işgücü var. Halkın gücünü arkamıza alırsak nüfusun %1-2’sini oluşturan bu asalaklardan kurtuluruz.”
‘TKP SOL KAVRAMINI KULLANMAKTAN SIKILMAYA BAŞLADI’
Programda gündeme gelen bir diğer konu TKP’nin solun CHP ve DEM Parti gölgesinden kurtulması gerektiği yönündeki tespiti oldu.
TKP’nin giderek sol kavramını kullanmaktan sıkılmaya başladığını çünkü sol kavramının giderek genişleyerek her şeyi içine almaya başladığını söyleyen Okuyan, “yavaş yavaş biz solcu değil komünistiz demeye başladık” diye ekledi.
Okuyan, CHP ve DEM Parti’nin aralarındaki önemli farklılıklara rağmen Türkiye solunu kendi şemsiyeleri altında tutmak isteyen partiler olduğuna işaret etti. Okuyan, gerçek solun, devrimcilerin görevinin ise bu etkilenmeye direnmek olduğunu ekledi.
‘TKP TOPLUMDAKİ ARAYIŞA TERCÜMAN OLMAYA ÇALIŞIYOR’
Tarikatların siyaseti ve ekonomiyi birleştiren kurumlara dönüştüklerinin altını çizen Okuyan, her bir tarikatın hem siyasi partiler içinde örgütlendiklerini, hem kendilerinin birer siyaset parti ve holding olduklarını ifade etti.
Kutsallıkları kullanarak para kazanan ve güçlerini artıran tarikatlara karşı sert durmak gerektiğinin altını çizen Okuyan tarikatlara şirin görünerek, geçmişte yapıldı gibi sivil toplum örgütü oldukları söylenerek bunun mümkün olmadığını ifade etti.
Okuyan, çaresizliğin yanında topumda ciddi bir uyanış ve arayışın olduğuna dikkat çekti ve TKP’ni bu arayışa tercüman olmaya çalıştığını vurguladı.
‘İNSANSIZ SEÇİM ATMOSFERİNE RAĞMEN TKP YAN YANA GETİRİYOR’
Okuyan programda son olarak TKP’nin seçim çalışmalarına dair bilgi verdi.
“İnsansız bir seçim var. Pankartlar var, dijital dünyada bir şeyler dönüyor ama iktidar muazzam olanakları seferber etmesine rağmen mitingler zayıf geçiyor.” diyen Okuyan, TKP’nin çalışmalarında bire bir teması ve insanları yan yana getirmeyi öncelik verdiğini, örgütlü gücü sokağa, mahallelere, iş yerlerine yansıtmaya çalıştıklarını ifade etti.
Bu kapsamda önümüzdeki hafta sonu önemli halk buluşmaları gerçekleştireceklerini söyleyen Okuyan, Yunanistan Komünist Partisi Patras Belediye Başkanının da bu buluşmalarda TKP’nin seçim çalışmalarına destek vermek üzere yer alacağını ilan etti.