Türkiye’nin ilk astronotu yurda döndü
ANKARA (İGFA) – Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda geçirdiği 18 günün ardından Türkiye’nin insanlı ilk uzay bilim misyonunu tamamlayarak 9 Şubat’ta dünyaya iniş yapmıştı. ABD’deki kontrollerinin ardından Gezeravcı, Cumhurbaşkanlığına ait uçakla Ankara Esenboğa Havalimanı’na geldi.
Gezeravcı’yı, burada Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Yusuf Kıraç, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal ve Türkiye’nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever karşıladı.
Ayrıca 13 çocuk, apronda Gezeravcı’ya çiçek takdim etti. Gezeravcı da Uluslararası Uzay İstasyonu’na giderken yanında götürdüğü 13 Türk bayrağını çocuklara verdi. Gezeravcı’nın ailesi de aynı uçakla yurda döndü.
BİLİM MİSYONU
Bakan Kacır, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki görevini tamamlayarak yurda dönen Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı ile Esenboğa Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Gezeravcı’nın bilim misyonunu başarıyla gerçekleştirdiğini belirten Kacır, “Misyon kapsamında, Türk bilim insanlarının hazırladığı 13 bilimsel deney, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki laboratuvar altyapısında mikro yerçekimi koşullarında, astronotumuz tarafından başarıyla tamamlandı. İnsanlı ilk uzay bilim misyonumuz, biyoloji, tıp, genetik, fizik, malzeme bilimi disiplinlerinde bilim insanlarımızın yürüttükleri araştırmalara önemli kazanımlar getirecektir. Astronotumuzca gerçekleştirilen deneylerde, uzaydaki mikro yerçekimi ve diğer koşulların insan sağlığı, fizyolojisi ve bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri araştırıldı.” diye konuştu.
13 BİLİMSEL DENEY
Yeni nesil alaşımların geliştirilmesine, uzayda elektronik kart üzerine bileşen montajına, uzay aracı motorlarını daha verimli hale getirmeye yönelik araştırma projelerinin yürütüldüğünü kaydeden Kacır, “Bitkilerle, alglerle, propolisle uzay yaşam destek sistemlerinde yapılacak çalışmalara yönelik araştırmalar gerçekleştirildi. Bilim insanlarımızın yürüttüğü projelerin her birinin kıymetli neticeler doğuracağına inanıyoruz. Sadece bu görev kapsamında yürütülen 13 bilimsel deney için değil, ülkemizde bilime ve bilim insanlarımıza verdiğimiz değer ve sunduğumuz imkanı apaçık göstermesi açısından da bu misyon bizce çok kıymetlidir. Ülkemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde bulunan bilim insanları, Türkiye’nin bilimsel araştırmaları gerçekleştirme çaba ve kapasitesini bu misyon vesilesiyle takip etme imkanına sahip oldular.” dedi.
7’DEN 77’YE
Kacır, bilime ve bilimsel araştırmalara en üst düzeyde değer vermeye devam edeceklerini aktararak, astronot Gezeravcı’nın Uzay İstasyonu’ndan Türkiye’ye 7 görüntülü video ve 2 telsiz bağlantısı gerçekleştirdiğini söyledi. Bu tarihi misyonun en büyük sonucunun, Türk gençlerine ve çocuklarına sunduğu mesaj ve kazandırdığı özgüven olduğunu vurgulayan Kacır, Türk milletinin, 7’den 77’ye belki de ilk kez bir bilimsel çalışmayı baştan sona büyük bir dikkatle izlediğini kaydetti.
YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Kacır, misyonun bu yönüyle bilim toplumu olma istikametinde Türkiye için yeni bir başlangıç olduğunun altını çizerek, “Türk gençlerinin, Türk çocuklarının ‘sadece başka milletlerin başarabileceği’ düşüncesiyle kurmaktan vazgeçecekleri hiçbir hayal kalmamıştır.” dedi.
MİLLİ UZAY PROGRAMI
Bu bilim misyonunun ardından, Milli Uzay Programı’ndaki hedeflere yönelik çalışmalara devam edeceklerine işaret eden Kacır, “İnsanlı Uzay Bilim Misyonu’muzdaki bilimsel deneylerin çıktılarını dikkatle değerlendirecek ve bu araştırmaların devam etmesi için gerekli desteği sunacağız. Sonraki astronot misyonumuza yönelik hazırlıklarımızı tamamlayacak, ikinci astronotumuzun yakın zamanda yörünge altı bir uçuşta bilimsel deneyler gerçekleştirmesini sağlayacağız. Uluslararası Uzay İstasyonu’nda başkaca bilimsel araştırmalar yürütmek ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmek adına programlar başlatacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
KÜRESEL UZAY EKONOMİSİ
Diğer insanlı uzay görevleriyle ilgili olası uluslararası işbirliklerini değerlendireceklerini de bildiren Kacır, insanlı uzay görevlerinde kullanılan uzay istasyonları ve diğer sistemlerin geliştirilme süreçlerine yönelik AR-GE programları başlatacaklarını söyledi. Bu sistemleri geliştirmekte olan kurumlarla işbirlikleri yapacaklarını anlatan Kacır, “Milli Uzay Programı’mızda hedeflediğimiz doğrultuda, Ankara’da uzay teknoloji geliştirme bölgesi kuracağız. Uzay sanayisini geliştirecek, yılda 600 milyar dolara erişen küresel uzay ekonomisinden daha fazla pay alacağız. Uzaya bağımsız erişim programımızı sürdüreceğiz. Fırlatma roketleri geliştirmeye yönelik projelerimiz devam edecek, 2030 yılına dek, uluslararası işbirlikleriyle bir uzay limanı kuracağız. Ay programımızı gerçekleştireceğiz. Milli imkanlarla geliştirdiğimiz itki sistemine sahip, kendi mühendislerimizin ve bilim insanlarımızın tasarladığı ve ürettiği uzay aracıyla Ay’a erişeceğiz. İnsansız sistemlerle gerçekleştireceğimiz bu program, bize, geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojileri zorlu uzay koşullarında kullanma ve sonraki zamanlarda ticarileştirme olanağı sunacak. Bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi projesini gerçekleştirerek, savunma sanayisinde ve sivil alanlarda teknolojik bağımsızlığımızı tahkim edecek bir stratejik kazanım elde edeceğiz. Türkiye Ulusal Gözlemevleri çatısı altında, ileri seviyede uzay gözlemleri için kurmakta olduğumuz Doğu Anadolu Gözlemevi projesini tamamlayarak, bölgemizin en gelişmiş teleskopuna sahip olacağız.” ifadelerini kullandı.
TÜRKSAT 6A
Kacır, uzay gözlemlerini ve uzay havasına ilişkin araştırmaları destekleyeceklerini belirterek, yüksek çözünürlük ve farklı niteliklerde görüntüleme uyduları geliştirerek artıracaklarını söyledi. İlk milli haberleşme uydusu Türksat 6A’yı yakın zamanda uzaya göndereceklerini ve bu alanda yetkinlik sahibi 10 ülkeden biri olacaklarını dile getiren Kacır, alçak yörünge uydularına ilişkin milli üretim programı başlatacaklarını, bu alanda kamu, akademi ve özel sektör projelerini destekleyeceklerini vurguladı.
TEKNOFEST
Kacır, uydu geliştirme alanında kamuda bulunan kapasiteyi tek çatı altında toplayarak, küresel rekabet gücüne sahip olunacağının altını çizdi. Kacır, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST’i düzenlemeye devam edeceklerini aktardı.
UZAY BİLİMİ VE TEKNOLOJİLERİ
Uydu, roket, dikey inişli roket yarışmaları ve diğer yarışmalarla eğitim ve girişimci destek programlarıyla uzay bilimi ve teknolojilerinde insan kaynağını güçlendireceklerini anlatan Kacır, “Milli Teknoloji Hamlesi’ni gerçekleştiren, bilimde ve teknolojide iddialı, 255 milyar dolar düzeyine erişmiş ihracatını daha yüksek katma değerli ürünlerle artırmayı hedefleyen, çok genç ve dinamik bir insan kaynağına sahip bir ülke olarak Türkiye’mizin uzay araştırmalarında geri kalması asla düşünülemez. Alper Gezeravcı’nın gerçekleştirdiği uzay bilim misyonu bir ilktir ama son olmayacaktır. Türkiye için uzay bilimi ve teknolojilerinde yeni bir sayfa açılmıştır. İlk astronotumuz Alper Gezeravcı’yı, 8 ay süren eğitim ve hazırlık dönemi ve 21 günü aşan uzay misyonu boyunca gösterdiği cesaret, özgüven, disiplin ve başarı için tebrik ediyorum.” dedi.
MİNNETTARIM
Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, “Gökyüzündeki gözümüzle görebildiğimiz sınırları bertaraf eden hedeflere erişebilmiş olmanın mutluluğuyla ülkeme döndüm. Ülkemin bugüne kadar bana sağlamış olduğu eğitim ve kabiliyetlerle ülkeme borçlu olduğum tüm imkanları seferber ederek görevin hazırlık sürecinde ortaya koymuş olduğu güçlü iradeyle sayın Cumhurbaşkanımız, görevin icrasında hiçbir aksaklığa izin vermeyen bakanlığımız, TUA ve TÜBİTAK’ın değerli çalışanlarına minnettarım.” İfadelerini kullandı.
BU SADECE BAŞLANGIÇTI
“Adımımızı attığımız ilk andan itibaren gülümseyen yüzlerle karşılaştığım için son derece mutluyum” diyen Gezeravcı, “Maneviyatı yüksek olan bir ülkenin samimi vatandaşlarıyla bir araya gelmek bu yolculuğun en güzel sonlanan kısmıydı. Kutlu yolculuğumuzun bayrak değişimini gerçekleştirmiş olduk. Bu sadece başlangıçtı, bir yere varış değildi. Ülkemin bugüne kadar atmış olduğu adamın geleceğe yönelik hedeflerin güçlü duruşu noktasında Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olarak basın yayın kanallarında ülkemize ilişkin gurur verici ifadelerden almış olduğum ilk izlenimlerle müthiş şekilde gururlanmış olarak ülkeme döndüm. Bugüne kadar eksik olan tek şeyimiz damarlarımızdaki asil kanın potansiyelinin farkında olamayışımızdı. Bu başarı bireysel değil, her hanedeki çocuğun başarısıdır” şeklinde konuştu.